Malümünüz normal çalışanlar da maaşını bankamatikten çeker, ancak bu terim bildiğiniz gibi çalışmadan ense yapıp maaş alan ve sigorta primi ödenen kişiler için kullanılan bir terim. Birde devlet kurumlarında yan gelip yatanlar devletten maaşlar alanlar için son zamanlarda popüler olarak kullanılan bir terim.

‘Vatandaşlara lambaları söndürün, suları akıtmayın, israftan kaçının gibi söylemlerle bu işler olmuyor.
Peki sormak istiyoruz kamu kurumlarında elini sıcak sudan soğuk suya değdirmeden maaşlarını alıp yan gelip yatıp mesai saatlerinde ticaret yapanlar devlete külfet değil mi ?

Büfe işleten işçi, araba/ ev satan memur, mesai saatlerinde dershanelerde derse giren ve eğitim koçluğu yapan müdür ve öğretmenler, akrabaları üzerinden özel eğitim kurumlarına ortak olan yöneticiler. Hayret ve şaşkınlık yok hepsi gerçek hatta daha birçok vahim daha örneği var.

Elazığ’da hemen her kurumda bu şahıslardan var.
Kimse bu şahıslardan hesap soramıyor çünkü hemen bir telefonla o arkadaşa karışma diyorlar.

UEFA’dan Başakşehir’e Ceza

Ülkenin niye gelişemediği, hep batının gerisinde kaldığı, kaynakların niye hiç yetmediğine en iyi örnek, bu düzendir, yanlış anlamayın, bu durum sadece bugünkü iktidar için geçerli değil, neredeyse tüm iktidarlar için geçerli. Seçim kampanyalarında çalışan partililere de bu kadrolar ödül olarak veriliyor, seçmenleri ve aileleri de bu durumdan nemalandığı için bu bir siyasi yöntem olarak hep işliyor. Halbuki buna her aklı başında insan karşı çıkmalı, bu yağma düzeni artık bir yerde bitmeli. Çalışan personelin motivasyon kazanması ve hizmet aşkına kavuşması için bankamatik memurları için gereken işlemler derhal yapılmalıdır.